Tarih, 1 Temmuz 2012...
Yer, Ukrayna... Kiev Olimpisky Stadı.
Euro 2012 finalinde İspanya ile İtalya kapışıyor. Aynı anda Valencia'nın dağlık bölgesinde söndürülemeyen büyük bir yangın var.
Finalde İspanya, futbol tarihinin benzersiz başarısına imza attı. 2008 Avrupa ve 2010 Dünya Şampiyonluğu'ndan sonra Euro 2012'nin en büyüğü oldu. Soyunma odasında büyük bir coşku var... Takım, zafer şarkılarıyla eğlenirken futbolculardan biri başka bir işle meşgul...
İspanya milli takım direktörüne giden o kişinin söyledikleri şapka çıkartılacak türden:
"benim şampiyonluk primini Valencia'daki yangından zarar gören köylülere bağışlıyorum" dedi.
Bunu dile getiren kişi, kupaya damgasını vuran Andres İniesta... 500 bin Euro'yu yangının mağdurlarına yolladı.. . İniesta'ya milli takımdan arkadaşı Raul Albiol da katıldı...
İniesta'yı Euro 2012'de süresi kısa da olsa yakından tanıma fırsatım oldu... Polonya'nın Gdansk kentinde takımın kamp yaptığı otele bir bavul kitapla gelmişti. "Sahada topa hükmeden adam boş zamanlarında ise kitaplara teslim" dedim, içimden. Bavulda Tolstoy, Puşkin, Pablo Neruda ve Garcia Lorca'dan eserler varmış. O'na kitaplarla dolu bavulu sorduğumda,
"benimkiler ne ki bizim Puyol gelseydi bir kütüphane taşırdı buraya..." dedi. (Puyol, sakat olduğu için kupada yoktu)
O bir dünya starı... Bu yıl Avrupa'nın en iyisi seçildi. Kariyerinde 5 La Liga şampiyonluğu, 2 İspanya kral kupası, 5 İspanya süper kupası, 3 şampiyonlar ligi şampiyonluğu, 2 UEFA süper kupası, 2 dünya kulüpler kupası, 1 dünya kupası, 2 de Avrupa şampiyonluğu var....
Sahadaki futbol şovunu tüm dünya hayranlıkla izliyor... Mourinho bile İnter'i çalıştırırken "İniesta bende olsa sahaya 10 kişi çıksam bile olur" diyerek onun futbol arenasında ne denli bir başyapıt olduğuna vurgu yaptı.
Bu adam saha dışında da "özel" biri... Takımı büyük bir şampiyonluğu kutlarken afetzedelerin derdiyle meşgul olan birine başka ne denebilir ki..
İşte İniesta...
İyi bir yatırımcı. Birikiminin çoğunu doğduğu yerde değerlendirecek kadar detaycı... Dönüm dönüm üzüm bağları olan İniesta'nin büyük bir şarap fabrikası var. Futbola başladığı Albacete kulübünün önemli hissedarı. Bu yıl İniesta şarapları markasıyla eski kulübüne sponsor oldu.
Mütevazı... Kıtalararası Şampiyonluk maçı için gittikleri Japonya'da metrodaki görüntüsü her şeyi anlatıyor...
Yılda yaklaşık 10 milyon Avro kazanan İniesta'nin hiçbir zaman lüks bir otomobille fotoğrafına rastlanmadı. Onun da oyuncakları(!) var elbette... Ama onların şovunu hiç bir zaman yapmadı.
Geçen ay evlendi. Sade bir tören yaptı. Tanıtımına katkı olsun diye doğduğu yeri tercih etti. Oysa kuş sütünün bile eksik olmayacağı bir şatafatla düğün yapması için her şeyi vardı. Takim arkadaşları Messi, Fabregas gibi isimleri sanki bir çay bahçesinde ağırladı.
Gdansk'ta konuşurken sordum, "Senin için en anlamlı kupa hangisi?"
Cevabı anlamlıydı.
"Afrika'daki Dünya Kupası finali... Hollanda'ya karşı benim golümle şampiyon olduk. Golden sonra formamı çıkardım ve o yıl kampta kalp krizi geçirerek ölen Espanyollu arkadaşım Dani Jarque'ye selam gönderdim. Eşi 7 aylık hamileydi, bu acı olay yaşandığında... Formamın altındaki tişörtte "Danı Jarque, siempre con Nosotros" ("her zaman bizimle") yazıyordu... Koşarken ağlamamak için kendimi zor tutuyordum. O hareketimi aldığım bütün kupalara değişmem. Aslında bizler futbol dilencileriyiz. Ve ancak ve ancak böyle davranışlarla zenginleşiriz..."
İniesta, gol sonrası o çekilen o fotoğrafını şu anda sosyal paylaşım sitesi twitter'da 4 buçuk milyon takipçisiyle paylaşıyor...
Ben bu matadora futbolun Cervantes'i diyorum...
Serhan Asker / www.trtspor.com.tr sitesidnen alıntılanmıştır.