Yaklaşık bir aydan beri İzmir'de olan araştırmacı Fethi Aytuna çalışmalarını sürdürüyordu. Bugün saat 15'te Fethi Bey ile Göztepeli efsanelerden Halil Kiraz'ı ziyaret ettik. Güzelyalı'daki evinde bizi konuk eden Halil abi bizlere eski yılları ve efsane Göztepe kadrosunu anlattı. Efsane Göztepe kadrosunun değişmez elemanı olan Halil Kiraz, iki saatlik süre içinde bize güzel bir nostalji ziyafeti çekti.
Söylediğine göre kendisi doğuştan Göztepeli ve bununla övünüyor. Babasının yakınlarda bir kasap dükkanı varmış ve kendisi futbolu çok seviyormuş. Bir gün arkadaşlarıyla Susuz Dede'nin eteklerinde futbol oynarken o zamanın Göztepe takımı da antrenman yapıyormuş. İçlerinden bir kişi eksikmiş ve onu çağırmışlar. "Göztepe kalesine geçer misin" demişler. O da büyük bir sevinçle kaleye geçmiş. Atlamış, zıplamış, bazı topları çıkarmış. Yarın antrenmana gel, Abbas Göçmen seni bir görsün demişler. Ertesi gün antrenmana gittiğinde de kaleye geçmiş. Bir süre sonra Abbas Göçmen, "Oğlum sana kim kaleci ol" dedi demiş. Bir anda dünyası yıkılan Halil Kiraz malzemelerini toplayacakken Abbas Göçmen, "Forvet oyna bir de öyle görelim" demiş. Başlayış o başlayış. 1973'e kadar Göztepe'nin değişmez elemanı olmuş.
"Her yerde oynadım" diyor Halil Kiraz. "Santrfor, sağ açık, sol açık, sağ bek vesaire. Futbolu bıraktıktan sonra da hep Göztepe'ye hizmet ettim. Teknik adam oldum, yönetici oldum, genel kaptan oldum, başkanlık yaptım." Sözün burasında ortak dostumuz Haydar Evrenosoğlu'nu da hatırlattım kendisine. Çünkü Haydar'ın idarecilik döneminde Halil Kiraz da Göztepe'yi çalıştırıyordu. Ortak tanıdıklarımız tabii bununla bitmiyordu. Eski saha komiserlerinden ve sıkı Göztepe'li dayım Necdet Gönülkırmaz'dan da bahsettik. "Uzun zamandır görmüyorum ne yapıyor Necdet abi" diye sordu. Halil Kiraz ilerlemiş yaşına karşın çakı gibiydi ama dayım futbolu bıraktıktan sonra epey kilo almıştı.
Halil abi her iki lafından birinde mutlaka Göztepe'nin efsane hocası rahmetli Adnan Süvari ve yine efsane kaptanı Gürsel Aksel'den bahsediyordu. O zamanın yöneticileri ve Gürsel Aksel'in önderliğindeki Göztepe kadrosunun karşısında kimsenin duramadığını söylüyordu. Bir ara laf döndü dolaştı ve 1967'de bizimle oynanan kupa maçına geldi. "Para atışında sen mi vardın" diye sordum. "Hayır" dedi, "para atışında Nihat vardı. O şans oyunlarına meraklı diye kura atışlarında hep o olurdu." Gerçekten Nevzat Güzelırmak da 1967 yılındaki kurayı bu şekilde anlatıyordu.
Halil abi eski günlerden bahsederken taraftar profilinin de değiştiğini ilave etti. Biz 1967'de kupayı Altay'a karşı kaybettiğimizde taraftarımız bizi çılgınca alkışladı. Bu da bize moral oldu, zaten ondan sonraki seneler kupayı iki kere kazandık, Cumhurbaşkanlığı kupasını aldık. Şimdiki gibi fanatiklik de yoktu. Seyirci beraber seyrederdi maçları."
Cumartesi günü Tire'de Büyük Mehmet'le de (Mehmet Aydın) röportaj yapan Fethi Bey sadece futbolcular arasında değil, futbolcu eşlerinin arasında büyük dostluk olduğunu ve her 15 günde bir toplandıklarını hatırlattı. Hatta toplantı düzenleme sırasının Mehmet Aydın'da olduğu zamanlar hanımlar minibüs tutup Tire'ye giderlermiş. Halil Kiraz bunun üzerine: "Evet hala toplanıyorlar, aradan 40 sene geçti. Bizim aramızda sarsılmaz bir dostluk vardı, onlar bizi de geçti."
Ayrılırken şöyle söyledi: "Evimden çıkıyorum Güzelyalı Parkına doğru yürüyorum, bazen en az 10 kişi yolumu kesiyor. Yanında çocukları, torunları olan insanlar 'Bak bu bombacı Halil' diye beni tanıtıyorlar. Bazen telefon geliyor genç taraftarlardan, 'abi gelebilir miyiz bir fotoğraf çektirmek' için diyorlar. Gelin diyorum, kapım herkese açık. Bunlar beni mutlu ediyor. Dünyaya bir kez daha gelsem yine Göztepeli Bombacı Halil olmak isterdim..."
Kaynk: http://orhanberent.blogspot.com/