2001-2002 Sezonu

DOÐAN KOLOÐLU Nefesleri Yetmedi Göztepe'de 7 kişi, rakip 18 civarında serbest vuruşta gol atmak için iyi bir risk alıyor. Ama bloka top atayım derken auta giden vuruş mantıksız bir isabetsizlik değil mi? Bütün o enerji birikimi sıfırlanıyor. Göztepe bu tür pozisyon israfında belki lig şampiyonu. Basit başka hataları da var. Mustafa akıllı bir santrfor. Depara kalkıyor, arkadaşı top atmıyor, dönüp ofsaytı kontrol etmeye yöneliyor. İşte o sırada o tereddütte top atılınca ofsayt oluşuyor. Teknik direktör Rıza Çalımbay'ın herkesi koşturma düşüncesi iyi de, zaman içinde isabet uyumunu bulamadınız mı sonuç hüsran oluyor. Ömer sonucu etkiledi Gaziantep, Göztepe'den daha tecrübeli takım. Hele kaleci Ömer dün geride top beklemekten çok, üşümemek için maç içinde kültür-fizik hareketleri bile yaptı. Ama ilk yarı Barcik'ten inanılmaz bir top kaparak sonucu etkiledi. Göztepe mağlup duruma düşünce inanılmaz bir "mücadele ile saldırı" taktiğine geçti. Bir kornere 8 kişi yüklendi, depar grubundan Emre kafayı vurdu ve gol. Ancak ikinci yarıda rüzgâr altında şartlar farklı oldu. Bu kez roller değişti. Avantaj karşı tarafa geçti. Ama 90 dakikada değişmeyen şey, G.Antep'in tecrübesi, birikimi ve soğukkanlılığıydı. Bu şartlar, başta Fatih olmak üzere uyuyan G.Antep'i hareketlendirdi. Bu yarı teknik beceri, karambolde sonuç arayanlara daha üstün geldi. Göztepe forvete çalışmalı Sonuçta, Göztepe ilk yarı enerjisi ve mücadele üstünlüğü ile skoru koruyabildi. Ama ikinci yarıda takımdaki yorgunluk isabet oranını o ölçüde düşürdü ki, maçı kaybettiler. Göztepe'nin topu daha çok ayağında isabetli dolaştırarak, ezbere toplarla forveti kaleye dönük buluşturması gerekir. SİNAN GENÇ İlhan İpi Çekti Göztepe, fırtınalı denizde, suyun üstünde kalmaya çalışan bir gemi gibi... Bir taraftan azgın dalgalarla boğuşuyor, diğer taraftan yol almaya çalışıyor. Geminin kaptanı, Rıza Çalımbay'ın en büyük dileği ise gemiyi sağ sağlim bir limana yanaştırmak... Ama fırtına öyle güçlü, dalgalar öyle büyük ki... Dalgalar arttıkça, çalkalanıyor koca gemi. Bu durum, tayfaların işini zorlaştırıyor. Ama gemidekiler biliyor ki, bu gemi kurtulacak. Her ne pahasına olursa olsun. Ama gemiyi "En son kaptan terkeder" derler... Çalımbay, dün Gaziantep yenilgisinin getirdiği moral bozukluğu ve maçın "sürgünde" oynanması nedeniyle, üzülmüş olacak ki, "Bırakacağım" diye açıklama yaptı. O Çalımbay değil mi, "Her ne pahasına olursa olsun, ben burada olduğum sürece bu takım düşmeyecek" diyen... Ben Çalımbay'ın, iyi bir kaptan olduğunu ve gemisini terketmeyeceğine inanıyorum. İpi İlhan çekti Göztepe'yi sudan nedenlerle cezalandırıp, önce Kocaeli'ne şimdi de İstanbul'a süren zihniyet, dün Ali Sami Yen Stadı'na celladı da göndermişti. Cellat, öylesine kritik zamanlarda, öylesine ilginç ve yoruma açık düdükler çaldı ki, Göztepe'nin adeta ipini çekti. Oysa Göztepe, yıldızlar topluluğu Gaziantepspor karşısında, gerçekten çok iyi bir mücadele sergilemişti. Golü yedikten sonra dahi, oyun disiplininden kopmayan ve Gaziantep'i kendi yarı alanına, adeta hapseden Göz-Göz, Emre ile de eşitliği sağladı. Ama ikinci yarıda Sadık İlhan yine sahneye çıktı. Bir taraftan Sadık İlhan'ı kontrol etmeye çalışan, diğer taraftan güçlü rakibiyle soğuk ve fırtına altında boğuşan Göztepe, önce ikinci, ardından üçüncü şok golleri kalesinde görünce, sürgünden eli boş döndü. Barcik ile Korhan oyunda kalmış olsaydı, belki işin rengi değişebilirdi. Ama önce Sadık İlhan, sonra Göztepe'yi sürgüne gönderenler, bunu istememişti. Göztepe belki rakibini yenebilirdi ama, diğer güçleri asla... HAYRİ ÜLGEN Cesar'ın Hakkı Cesar'a Futbolda seyircisiz maç öksüz çocuğa benziyor. Demekki seyirci futbolun zevki, heyecanı yani herşeyi.. Dün Göztepe-Gaziantep maçında ne futbol ne de zevk vardı. Federasyon artık bir kulübe ceza verecekse maddi yönden ceza versin, saha kapatma cezalarının artık tarihe karışması gerekiyor. Gelelim maça... Göztepe takımını 90 dakika A'dan Z'ye inceledim. Maç boyunca bir takım şut atmaz mı! Evet atmadı. Diyeceksiniz, Göztepe golü nasıl attı?Sarı-Kırmızılılar golü duran toptan gelen kafa vuruşu sonunda buldu. Ama ben ne Göztepe'nin oyun boyunca gol pozisyonuna girdiğini ne de şut attığını gördüm. Göztepe takımında ilk yarıda ileri uçta oynayan Mustafa Özkan, adeta ağır siklet boks şampiyonu gibiydi. Maç boyunca tek bir müspet hareketini görmedim. Teknik direktör Rıza Çalımbay kendi öz evladı olsa oyundan alırdı ama Mustafa Özkan'a neden bu kadar katlandığını anlamadım. Takım olarak Göztepe, iyi mücadele ediyor. Ama mücadelesi bittiği anda da adeta toplama bir takım gibi oynuyor. Kaleci Majdan belki 3 gol yedi ama en az 10 şut da kurtardı. Çalımbay, önlemini almazsa bundan sonraki maçlarda Göztepe'yi zor günler bekliyor. Gaziantep takımı eski ağırlığını kaybetmiş. Göztepe karşısında eğer Cesar olmasaydı zorlanırdı. Ama Cesar'ın hakkını Cesar'a vermek lazım. Dün tüm oyuncuların içerisinde göze batan, oyunu güzelleştiren, gol atan, penaltı yaptıran tek oyuncuydu. Samet Aybaba, Gaziantep'e yeni bir yapılanma düşüncesi içerisinde genç oyuncuları monte etmiş. Bu oyuncular forma giydikçe daha da iyi olacak gibi gözüküyorlar. Aybaba, cesaretli kimliği ile oyuncularına kendisini sevdirmiş ama Gaziantepspor'un da eksikleri var. Göztepe, bu maçı unutup, hemen orta sahaya ve hücumda çok hareketli bir santrfor alması şart. Sarı-Kırmızılılar'ın bugüne kadar attığı gollere bakarsak ne kadar zorlandığını çok iyi görebiliriz. Eğer gol umudu olarak Mustafa Özkan düşünüyor ve Ersen Martin de kurtarıcı olarak takıma monte edilmek isteniyorsa daha çok puan kaybederler. Benden söylemesi.