2001-2002 Sezonu

HALUK GÜNEY Yazı mı, tura mı? Yıllardır Atatürk Stadı'nda tribünler, böyle "tir-tir" titrememişti... Türkiye'nin en heybetli stadı, ne zamandır böyle bir seyirci görmemişti... Doğrusu ne futbol, ne skor, ne goller, öncelikle beni, "yağmur-çamur, iftar-sahur" demeden stada koşan, o coşkun taraftarlar etkiledi... Tribün temaşasının, futbol heyecanını ezdiği maçta, Fener "rüzgar" parladı. Bana göre maçı Fenerbahçe, "yazı-tura" atışında kazandı. Seromonide hakemin havaya attığı para, yere Fenerbahçe'nin istediği yüzüyle düşünce, Göztepe ilk yarı karşısında iki rakip birden buldu: "Rüzgar ve Fener" Öyle ki, sert esen rüzgarı arkasına alan Fenerbahçe, Göztepe'nin üzerine "şeytan uçurtması" gibi, kontrol edilmesi çok zor ataklarla geldi. İlk 45 dakikada Rüştü'nün elinden çıkan her top "degaj" gibi Serhat-Andersson ikilisinin önüne düşüyor, Fenerbahçeli futbolcuların attığı her şut, mermi hızıyla Majdan'ın üzerine gidiyordu. İşte bu avantajı, "tecrübesiyle" iyi kullanan Fenerbahçe, kaleyi her gördüğü pozisyonda şut atıp, derin ve yüksek toplarla Göztepe'nin üzerine giderek işi bitirdi. Göztepe ilk yarı, topu kalesinden uzaklaştırmaya çalışırken yoruldu. Çünkü sarı-kırmızılı ekibin Fenerbahçe kalesine vurduğu her topu rüzgar karşılıyordu. Maç 0-0 devam ederken Kabat'ın rüzgara rağmen Fener kalesine gönderdiği "füzenin" direkte patlaması, bana göre maçın kader anıydı... Eğer o top ağları bulsa, Fener'e "telaş", Göztepe'ye "güven" gelecekti. Peki ikinci yarı rollerin değişmesi gerekmiyor muydu?.. İlk devre Fener için esen rüzgar, ikinci devre Göztepe için esmedi mi?.. Elbette esti... Ama bu kez "tecrübe" faktörü ön plana çıktı. İlk yarına skorboarda yansıyan 3-0'ın altında ezilen Göz-Göz, "inancını ve havasını" kaybetmişti. Fenerbahçe'yi dün farka Serhat, Ceyhun ve Hakan Bayraktar taşırken, Göztepe'de ayakta kalabilen tek futbolcu Kabat'tı... ERMAN TOROÐLU Şeş ve Yek Bazı maçlar oynanır, teknik direktörler açıklama yaparlar, "Saha çok kaygandı, çok ağırdı, rüzgâr vardı" filan diye. Her ne olursa olsun, iyi futbolcu, kaliteli futbolcu her türlü saha ve hava şartlarına uyan futbolcudur. Ve bu şartlardan faydalanan futbolcudur. F.Bahçe ilk yarıda rüzgârın avantajını kullanarak dört pozisyon yakaladı, üçünü gol yaptı. Göztepe şiddetli rüzgâra karşı oynamasına rağmen, onlar da üç tane iyi pozisyon yakaladı, karavana attılar. Göztepe'nin kadrosuyla Fenerbahçe'nin kadrosu tavladaki şeş-i yek gibi. Dün akşam, F.bahçe için çok büyük kısmetsizlikler olsaydı, belki ancak o zaman Göztepe maçtan 1 puan çıkarabilirdi. Aslında Göztepe'nin rakibi F.Bahçe değil. Onun için de skora fazla üzülmesinler. Basının baskısı, yönetimin baskısı sonunda Hakan Bayraktar'la Ceyhun'un takıma girmesini sağladı. Ve fark hemen ortaya çıktı. Denizli aslında Abdullah'ı ortaya alıp Ali Akdeniz'den de faydalanabilirdi. Rapajç'in, Revivo'nun ve Ogün'ün sakatlıkları F.Bahçe'deki rekabeti, Denizli'nin elinden alıp otomatik olarak başlattı. Artık bundan sonra 'sakata gelenler' düşünsün. Daha bu takıma Ali Akdeniz de gelebilir, Yusuf ve Oktay da. İlk yarıda maç 3-0 olunca ikinci yarıda oyun soğudu. Onun için de 'F.Bahçe çok iyidir', 'çok kötüdür' diyemeyeceğim. Allah'ı var; sarı-lacivertliler 3 ay önceye göre çok daha iyi mücadele ediyorlar. Şu bir gerçek; bir takım deplasmanda 5-0 kazanıyorsa, bu başarıdır. Sarı-lacivertliler iyi bir yörüngeye girdiler. Ama çok zayıf Göztepe karşısında bile maç 3-0 olana kadar defansta üç kere büyük pozisyon hatası yaptılar. Bu, İzmr'de belki fazla sırıtmadı ama karşılarına çıkacak her takımın da Göztepe olmayacağını unutmasınlar. Hakem Ali Aydın ufak-tefek hatalar yaptı ama maçın genelinde iyiydi. Yardımcıları, özellikle Turgay Güdü ikili mücadelelerde kendisine yardımcı oldu. Rıza'nın kenardan gereksiz yere hakeme müdahalesini anlayamadım. Belki Göztepe seyircisini tahrik etmek istedi ama kendi takımının pek tahrik olacak hali yoktu. KENAN ONUK Ceyhun ve Kenan İki oyuncunun, yalnızca iki oyuncunun katkısının bir takımı nasıl ateşlediğini , oyun karekterini nasıl değiştirdiğini ve takımı nasıl pozitif oynamaya sevk ettiğini dün akşam gördük. Yalnızca biz değil, F.Bahçe'yi sezon başından beri takip eden futbol yazarlarının neredeyse tamamı; F.Bahçe'nin koşan, mücadele eden, başarıya aç futbolcularla savaşan, kazanan ve keyif veren bir takım olacağını ısrarla yazıyorlardı. Kimdi bu futbolcular? Başta Hakan, Ceyhun, Yusuf, Ali Güneş, Ali Akdeniz, Serhat ve Oktay.. Dikkat ederseniz başarılı F.Bahçe takımının neredeyse nüvesi bu futbolcular. Denizli ; Rapaiç'in, Revivo'nun ve Ogün'ün sakatlanmasıyla bu kadroyu buldu ve bizce şampiyonluk yolunda çok iddialı bir ekibin başında yer alıyor şimdi. Ne eli belinde top bekleyen şımarık Rapaiç'e ihtiyacı var, ne bir maç oynayıp iki maç kaybolan Revivo'ya , ne de yaşı ilerleyen ve artık form tutamayan Ogün'e .. Ceyhun ve Hakan dün akşam ilk kez birlikte ilk 11'de yer aldılar ve bu ikisi Göztepe'ye yetti . Ceyhun gibi 18 çizgisi üzerinden sert ve etkili vuruşlar yapabilen bir futbolcu her zaman ilk 11 'de oynar. Hakan gibi her iki ayağına da hakim teknik, koşan, istekli, yaratıcı ve golcü futbolcu F.Bahçe'de her zaman oynar. Bu ikisi oynayınca Abdullah da rahatlar, Ali Güneş de daha verimli koşar, Andersson veya Oktay'la ya da Serhat'la F.Bahçe daha fazla pozisyon bulur; bol gollü galibiyetler de stada gelen seyircileri de mutlu eder. Göztepe, vasat bir takım. Orta sahayı kontrol eden F.Bahçe karşısında varlık gösteremedi. Kabat, Ersen ve biraz da Mustafa dışında F.Bahçe ile mücadele edecek oyuncusu da yoktu. F.Bahçe farklı kazandı ve Beşiktaş derbisi öncesinde taraftarların da yüreğine su serpti. Gelecek hafta oynanacak derbiyi de kazandığı takdirde F.Bahçe, ilk yarıyı istediği puanda tamamlayacak. Şimdi takımın geneline baktığımızda ortada şöyle bir tablo var. Bu sezon neredeyse hatasız oynayan, kendine güvenen ve takımını rahatlatan Rüştü var. Rüştü, defansın yarısı. Ümit Özat, kısa bir bocalama devresinden sonra dikkatli, daha güven veren bir oyun tarzıyla olgunlaşıyor. Ümit'in iki yanında iki stoper Mustafa Doğan, Mirkoviç ya da Mert Meriç iyi birer görev adamı. Mirkoviç'in ve Mert Meriç'in zaman zaman ileriye çıkarak attığı goller sarı-lacivertli takımı en kritik anlarda rahatlatıyor. Lazetiç'in formda olduğu zamanlarda özellikle sağ kanat organizasyonlarında ne denli etkili olduğunu geçen sezon sıkça gördük. Ama formsuz Lazetiç'in yerinde Ali Güneş de, Hakan Bayraktar da etkili.. Abdullah, Ali Akdeniz'in önümüzdeki haftalarda oyununu daha akılcı hale getirip sol kanadı teslim almasıyla, biraz daha içeride oynayacak ve belli ki daha yararlı olacak. Yusuf veya Ceyhun, F.Bahçe'nin Johnson ile birlikte orta alandaki öteki kozları. Oktay'ın, Andersson'un ve dün akşam attığı iki golle fırsatçılığını gösteren Serhat'ın orta alandan aldıkları toplarla forvette gösterecekleri başarı sarı-lacivertli takımı şampiyonluk en güçlü adaylarından biri haline getiriyor. Yalnızca iki oyuncuyla bir takımın nasıl değişebileceğini dün akşam İzmir'de gördük. Futbol, böylesine istekli ve yararlı futbolcularla güzelleşiyor. ŞEVKİ ŞENLEN Ceyhun ve Hakan Fenerbahçe korkarak geldiği İzmir'de son haftalardaki galibiyet serisi ne devam etti. Fenerbahçe galibiyeti uzun zamandır kadroya bazen giren, bazen giremeyen iki futbolcusu Ceyhun ve Hakan Bayraktar 'la aldı. Yalnız şunu belirtmem gerekir ki, Göztepe bu karşılaşmaya hiç hazırlanamamış. Maç boyunca bir topları direkten döndü, bir diğerinde de Mustafa Özkan pozisyonu harcadı. Ancak Göztepe kötü oynadı diyerek Fenerbahçe'nin galibiyetini küçümsememek gerekir. Fenerbahçe son haftalardaki galibiyetlerinde dün akşam İzmir'de sergilediği güzel bir futbola rastlanmamıştı. Bu iyi futbolda bilhassa Ceyhun'un payı büyük. Ceyhun duran topları kullanıyor, asist yapıyor, topa vuruyor ve de uzaktan gol atıyor. Forvetteki Andersson, ağır kalmasa ve Ceyhun'un atacağı topları hissedebilse bir çok gole imza atabilirdi. Fenerbahçe'nin en büyük şansı kalesinde sıfır hata yla oynayan Rüştü'ye sahip olması. Her şeyden önce savunma, arkasında böyle bir kaleci olduğunu bilerek daha az hata ile oynuyor. Ancak yukurıda bahsettiğim pozisyonda Mustafa Özkan, havadan gelen topu kontrol edip indirene kadar başında ne Ümit, Mustafa Doğan ne de Mirkoviç vardı. Neyseki bu pozisyona sağ kulvardan kopup gelen Ali Güneş müdahale etti. Özetle savunmanın rakibine böyle gol pozisyonları vermemesi gerekir. Fenerbahçe'nin öncelikle vurgulanması gereken yönü ise başka. Sarı-lacivertliler önceden sadece maç kazanırdı. Ceyhun ve Hakan'ın aktif oyunları ve güzel futbolları ile de maçlar daha rahat kazanılacak gibi gözüküyor. Teknik direktör Mustafa Denizli, Andersson'a neden bu kadar tahammül etti anlayamadım. Çoğu kez tek forvet oynayan Denizli, orta sahaya adam alıp, Andersson'suz tek forvete dönebilirdi. Büyük bir ihtimalle Beşiktaş maçını düşünerek bu değişikliğe gitmedi. Önümüzdeki haftadaki derbi maçı düşünecek olursak Fenerbahçe, Beşiktaş'ı da Kadıköy'de yenecek güçte olduğunu göstermiş oldu. Hakem Ali Aydın iyi bir yönetim gösterirken, avantaj kurallarını iyi uygulamasıyla dikkat çekti.