2009-2010 Sezonu

Göztepe’nin karnesi ligdeki konumu ile orantılı ama bir de bu karnenin arka tarafı var ki gerçekten dikkat çekici. O da şu; Göztepe iyi başlayıp, sonunda aynı düzeyde iş yapmıyor. Bir de golsüzlük öylesine başına vurmuş ki, her iki yarıda Hüseyin Kartal iki fırsat kaçırdı ki, bunları sokaktaki çocuklar bile atardı. O zaman bu takımın ligdeki karnesi de bu durumda ortaya çıkmıyor mu?

Bir bölüm kişi Göztepe’yi farklı gözlükle izliyorlar bu belli. Akhisarsporlu 9 nolu oyuncu Doğan Şahin takımı adına bu sezon Göztepe takımının toplam golü kadar yani 12 tane rakip fileleri havalandırmış. Bu demek oluyor ki, sarı kırmızılı takımın ağrıyan başı buradan da belli.

Şimdi dün bir gerçek daha ortaya çıktı. Göztepe’de bu taraftar olmasa inanın bu takım amatör ligde bile zorlanır. O taraftar öylesine gönülden öylesine takımına aşık ki, hiçbir yerde yalnızlık çektirmiyor. Bu durum da Göztepe’yi canlı tutuyor. Yoksaaa…

Akhisarspor iyi bir takım 7 tane uzun yani sırık oyuncuyu sahaya yaymış. Defansında ve forvetinde fizik gücünü hesaplamış. Bu durumda da lider, birçok sürelerde rahatlık yaşıyor. Örneğin; rakip havadan gelirken takılıyor, yerden gelirse 4küçük boylu oyuncu ile zaman kazanıp ağır adamlara çabukluk kazandırıyor. Böylesine basit bir düşüncenin ürünü Akhisarspor gördüğünüz gibi lider olmuş dahası hiç de yenilmemiş. Teknik direktör Atilla Özcan oyunculuk dönemindeki gibi takımına ciddi kondisyon verince işler bu ligde başarıya dönüşmüş. Bir hikaye gibi yazdık ama, dünkü maçın aslında hikayesi Göztepe’nin bence tartışılacak penaltıdan beraberliği kurtarmasıydı. Hakem verdi penaltıyı da durum baş ağrısını biraz azalttı.

Maça iyi başlayan ve rakibine gövde gösterisini taraftarıyla hissettiren oyuncuların sahadaki eksikliklerinden biri de Göztepe adının altında ezilmeleri. Bu durumu kimler, nasıl anlatırlar bilemem ama bence zaman da geçti ya… Bundan sonra ne olur ? Tabii ki inanmak başta gelir. Göztepe buna inanıyor mu onu da bilemem. 

Nevzat Güzelırmak
Karlı olan Akhisar

ediyespor karşısında özellikle ilk yarıda son haftalarda izlediğimiz en iyi futbolunu oynadı. Sarı-kırmızılı futbolcular maçın önemini bilerek büyük bir hırsla mücadele ettiler, pek çok gol pozisyonuna girdiler ancak bunları değerlendiremediler. İlk yarıda liderin "ben nasılsa bu işi bitirdim" havası Göztepe'nin maçın hakimiyetini almasında önemli bir rol oynadı. Göztepe, taraftarının mükemmel desteği ile ilk yarıda oyunun mutlak hakimiydi. Göztepe'nin kazanması durumunda play-off yolunun açılacağı, Akhisar'ın galip gelmesi halinde play-offu garantileyecek olması özellikle ikinci yarıda mücadeleyi üst düzeye taşıdı. Ancak ikinci yarının sonlarına doğru bu durum her iki takım futbolcularına da olumsuz yansıdı ve sahada gerginliklerin artmasına neden oldu.
Lider karşısında 2 puan yitiren Göztepe, bu kaybını bu hafta oynayacağı Konya Şeker maçında telafi edebilir. Çünkü sarı-kırmızılılar deplasman maçlarında iyi sonuçlar alıyor ve daha iyi futbol oynuyor.
Akhisar Belediye ise kollektif futbol oynayan, güçlü kadro yapısıyla liderliği hakettiğini bu zorlu Göztepe maçıyla da kanıtladı. Konuk ekipte tüm futbolcular kusursuz bir şekilde görevlerini yaptılar. Akhisar'da öne çıkan Tuncay Süren diye çok kaliteli bir futbolcu var. Onun yanında Mustafa Aşan, Hakan Ateş, Özhan Keskinkale ve Erman Yıldırım da göze batan futbolcular.
Ama gerçek püf noktası kadro istikrarında saklı. Akhisarspor'da geçen yılki kadroya ek olarak sadece Serkan Yalçın sahada. Göztepe'de ise altyapı oyuncuları Recep Gayık ve Bulut Dönmez'in dışında hemen hemen tüm kadro yenilendi. Demek ki başarının özü; iyi oyuncularla kadro kurmak ve istikrarı korumak.

Çaydanlıktan cin çıksa
Sinan Genç
Kim ne derse desin herşeyden önce futboluyla, golleriyle, mücadelesiyle ve tribün şovlarıyla gerçek bir maç izledik dün Alsancak Stadı'nda... Dün bir kez daha anladık ki futbol Alsancak Stadı'nda güzel, Atatürk Stadı'nde değil... Ve dünkü atmosfere bakarak iddia ediyorum Göztepe inatla maçlarını Atatürk Stadı'nda değil de Alsancak Stadı'nda oynamış olsaydı bugün Play-Off'a çıkmak için 'matematik' çalışmıyor, ıslık çalıp, karnını kaşıyordu. Ve dün Göztepe'nin rakibi Akhisar değil de başka bir takım olmuş olsaydı hiç ama hiç şansı yoktu. Göztepe maçı farklı kazanırdı. Akhisar söylendiği gibi gerçekten çok diri ve iyi bir takım. Gerek defansif, gerek ofansif anlamda oyunu çok iyi yorumluyorlar. Özellikle Tuncay, Azmi ve Erman... Geçen yılki kadrolarını tamamen koruyup çok kaliteli ve banko oynacak futbolcularla donatmışlar. Geçen yıl son anda ligde kalmayı başaran Akhisar'ın Göztepe gibi bir dev karşısında üstünlüğünün anafikri istikrar, özgüven ve inançtı.
Neredeyse matematiksel olarak Play-Off'a çıkmayı garantileyen Akhisarspor Göztepe önünde oyun disiplininden hiç kopmadı ve Göztepe'nin taraftar baskısına rağmen ayakta durmayı başardı. Göztepe dünkü maçı kazanabilirdi ama yine Hüseyin Kartal... Dün çok çalıştı ve gerçekten rakibi çok yıprattı ama yine fizik kurallarıyla aley edercesine ağzının içine kadar giren topu bomboş kaleye üfleyemedi. Sonra da 'sakatım' diyerek oyundan çıktı. Sonradan oyuna giren Şadi ile Erhan da adeta kırmızı kart görmek için birbirleriyle yarıştı. Yalnış anlamayın, saydığım futbolcuların hepsi Süper Lig patentli oyuncular. Neyse sonuçta Akhisar dün İzmir'de çok iyi vitrin yaptı, Göztepe ise ilk kez iyi bu kadar iyi oynadı. Ama gözlerden kaçan bir şey vardı. Çünkü geriye sadece üç maç kaldı...