2009-2010 Sezonu

Geçtiğimiz hafta İstanbul deplasmanından üç puanla dönen Göz Göz, ya tamam ya devam maçı olan Tepecik Belediyesi maçında, ilk yarıda oldukça sıkıntılı anlar yaşadı diyebilirim Özelillkle bu bölümde gol pozisyonu üretmekte zorlanan Göztepe, genelde topa sahip olan ekip görüntüsü içindeydi

İkinci yarıya temposunu arttırıp oyunu rakip sahaya yığan Göz Göz,  özellikle 70’ inci dakikadan sonra oyuna giren Hasan’ın, etkili kanat bindirmeleri ile rakibi üzerinde önemli bir baskı oluşturdu, Teknik Direktör Erol Azgın, gerekli ve doğru hamleler yaparak takımının kazanmasında bu gün için önemli rol oynadı, üç hafta önce yapılan kan değişikliği bu gün için görüldüki takıma olumlu yansımış Takım olarak geçtiğimiz haftalara bakacak olursak, futbolcuların bu gün için kazanmayı isteyen mücadeleleri gelecek haftalar içinde olumlu sinyaller verdi.

İçerde kazanılacak Fethiye maçı ile iyi bir seri yakalanması halinde büyük güç olan 12’nci adamın desteğide artacaktır. Bu gün içinde bıkmadan usanmadan takımlarına destek verdiler hepsinin yüreklerine sağlık, onlar bu takımın arkasında oldukça bu ligte önlerinde hiçbir güç duramaz. Son sözüm futbolcu kardeşlerime özellikle ikinci yarı yaptıkları mücadeleyi yürekten alkışlıyorum. Her zaman böyle arzulu ve istekli olusunlar, Taraftar mücadele eden ve savaşan takımı daha fazla sevecektir...


Siz seçin
Sinan Genç
Maçtan çıktım... Yazsam "dert" olacak, yazmasam "gam" olacak misali ne yapacağımı bilemiyorum...
Hani Göztepe kazandı ya çıkıp da, "Tepecik önünde süper oynadılar, maçı kazandılar...", "Bak ne güzel Turgutlu ve Sarıyer kaybetti, aradaki fark 2'ye indi", "Göztepe böyle giderse Play-Off'a girer", "Aslanlarım, koçlarım", "Kuşlar, çiçekler ne güzel bu böcekler" desem kimse bir şey demeyecek...
Ama gelin görünki tablo hiçte öyle değil...
Göztepe kazandı ama nasıl?
Ne siz sorun, ne ben söyleyeyim...
Ikıla-sıkıla, zar-zor, hakemin yalnış kararıyla, taraftarın gazı, ilahların yardımıyla...
Daha önce de yazmıştım. Göztepe, Mercedes görünümlü Murat 124 gibi...
Orta sahada tel tel dökülüyorlar, hücumda hiç yoklar... Belli bir oyun sistemi yok. Hücuma "dan-dun"la çıkıyor, pozisyon olursa "kader-kısmet" diyorlar. Şut atan yok, pres yok, sağdan soldan orta yapan hiç yok.
Kanadı kırık kuş gibi dolaşıyor takım, pas yüzdesi ise çok düşük...
Yani anlayacağınız takım ikinci viteste gidiyor, üçe geçemiyor.
Erol Azgın ne yapsın? Garibim bu saatten sonra futbolcuya ne teknik verebilir, ne de taktik.
"Hadi koçum, kazanırsınız aslanım" diyerek takımını motive ediyor. Ama nereye kadar...
"Supersin" demekle "Süperman" olunmuyor...
Defans panikte, orta saha iki top yapamıyor, forvet altı pastan topa vuramıyor. Maç boyunca 2-3 gol pozisyonu ve atılan bir tesadüfi gol.
'Hakem!' gibi Tepecik'in verilmeyen golünü de "es" geçeceğim...
Öyle ya da böyle, kör-topal Göztepe maçı kazandı, aradaki fark azaldı. İstanbulspor galibiyetinin ardından ikinci galibiyet ilaç gibi geldi. Ama benden uyarması. Aklınızı başınıza alın... Bu abdeste namaz kılınmaz... Göztepe'de oynadığınıza göre Göztepeli gibi oynayın...
Fırsat kapınızda... Ya Play-Off'a çıkıp gündeme oturacaksınız, ya da Klasman Grubu'nda sefilleri oynayacaksınız...
Siz seçin...