Zeynur Pehlivan
İki sezon önceydi.
THF Spor Salonunda Gençlerbirliği-Beşiktaş Süper Ligi maçı vardı. Hani daha maça gitmeden o heyecanı hissedersiniz ya! Öyle bir maç!
Sonuç çok önemli değildir böyle maçlarda… En azından benim gibi hentbol sevdalıları için…
Çünkü böyle maçlar başka güzelliklere sahne olur. Kendinizi, tam bir spor karşılaşmasına gitmiş gibi hissedersiniz. Çünkü, sahaya çıkacak olan her iki takım taraftarlarınında orada olacağını, takımlarını yalnız bırakmayacaklarını iyi bilirsiniz.
O günde öyleydi. Bir tarafta Kara-Kızıl, bir tarafta Kara-kartallar. Karşılıklı marşlar, sevinçler, alkışlar, atkılar…
İşte böylesine renkli ve güzel bir maç olmuştu Gençlerbirliği-Beşiktaş maçı. Her iki tribünün çok ender olarak dolduğu bir maçtı. Benim, “Erken gidelim, yerimize oturmasınlar” dediğim, bu sesleri duyan yoldan geçen insanlarında, “Aaaa burası spor salonumuymuş!” diyerek uğradığı bir maçtı o günkü maç! İki takım arasında oldukça fazla güç farkı olmasına rağmen muhteşem bir maç olmuştu.
Kendimi kütüphanedeymiş gibi hissetmediğim, düdük sesiyle irkilmediğim, tribünde yapayalnız olduğum için “Yaaa burada uyursam herkes beni görebilir” diye tedirgin olmadığım bir maçtı bu maç!
Beşiktaş, Trabzonspor, Antalyaspor’dan sonra Gençlerbirliği’nin de Süper Ligi’mizde olması hentbol adına güzel bir olaydı. Ancak bu sevincimiz çok kısa sürdü ve bu güzel kulüp, bu güzel taraftar geçen sene bizlere veda ett-irild-i.
Bu duruma hala üzülürüm. Ama şimdi bugüne bakmak lazım. Bugün Süper Ligi’mizde Gençlerbirliği kadar güçlü, köklü bir kulüp var, Göztepe Spor Kulübü var. Teorik olarak bildiğimiz, ama uygulamada görmediğimiz bir Hentbol takımı var. Yaptıklarını uzaktan uzağa takip ettiğimiz, sevdiğimiz, hentbol sporu için “Yok artık!” diyebileceğimiz nokta olan hentbol maçlarına kombine bilet alan Göztepe sevdalıları var.
Ve bu sevdalılardan küçük Göztepe’li taraftar Zeynep’i fark edip, kendisine sürpriz yaparak sevindiren, düşünen bir hentbol takımı var.
Bunlar hentbol adına güzel şeyler. Hentbol maçlarına gelmek isteyen, takımlarını her maçta seyretmek isteyen insanları görmek hentbol adına gerçekten güzel gelişmeler.
1 Aralık’ta Beşiktaş Mogaz ve Göztepe takımları arasında oynanacak olan bu maç, bu açılardan tam bir spor karşılaşması olacak. Tıpkı futboldaki gibi… İzmir’den Süleyman Seba Spor Salonuna gitmek ve takımlarını desteklemek için yola çıkan sarı-kırmızılı taraftarlar olacak.
Bu maç benim için birçok açıdan çok önemli:
Birincisi; Beşiktaş Mogaz’ın VELUX EHF Şampiyonlar Ligi’nde oynayan ve bu amaçla kadrosunu yenileyen bir takımı var. Ancak üzülerek belirtmek isterim ki bu sene oynanan Şampiyonlar Ligi maçlarında, ne geçen sene Sinan Erdem Spor Salonu’ndaki o muhteşem atmosferi, ne de KIF Kolding maçına gelen 6000 taraftardan 600’ünü hentbol maçlarında görebildik. Göztepe’li seyircilerin bunu kara-kartallar’a hatırlatacağını düşünüyorum.
İkincisi; senelerdir başarıdan başarıya koşan bir hentbol takımına sahip olduğunu fark etmeyen ve takımının en önemli maçlarında bile yanlarında olmayan Beşiktaş Kulübü Başkanı Fikret Orman’ın aksine; ezeli rakipleri Pınar Karşıyaka maçına dahi giderek güzel bir centilmenlik örneği sergileyen, her an takımı ve taraftarı ile bütünleşen Göztepe Spor Kulübü Başkanı Mehmet Sepil’i, bir hentbol maçında görmenin güzel olacağını düşünüyorum.
Üçüncüsü ve benim için de en önemli olanı budur, Hentbola yıllardır Göztepe gibi köklü kulüplerin gelmesi istendi. İsmi, rengi, şehri, arması, sevdalısı olan kulüpler…
1 Aralık günü, iki büyük şehrin, iki büyük kulübü karşı karşıya gelecek. Bu maçla ilgili sosyal medyada yazılanları okuyorum. Hoş olanda var, hoş olmayan da…
Ama taraftarlar şunu unutmasınlar. Biz hentbola gelecek olan köklü kulüpleri; spora, kulüplerine, takımlarına, spor kültürünün oluşmasına katkı sağlasın, ülkemizde daha fazla gencin spor yapmasına fırsat yaratılsın diye istiyoruz.
Ancak spor kültürünün oluşması için öncelikle iyi bir taraftar olmak gerekiyor. Futbolda; tribünde farklı renk forma giydi diye küçük bir çocuğa yapılan hareketi hepimiz hatırlıyoruz.
Bir nesile “taraftar nasıl olunur” öğretemedik ama, neredeyse her Beşiktaş Mogaz maçında tribündeki yerini alan küçük kara-kartal Poyrik Başkan var. Diğer tarafta, bir hentbol maçı seyrettikten sonra, “bu adamlar uçuyor” diyen ve hentbolu çok seven Göztepe’nin küçük seyircisi Zeynep var.
Tamam bir nesil, nasıl taraftar olunacağını veya bir taraftarın nasıl davranması gerektiğini bilmiyordu ama artık herkes herşeyi biliyor, görüyor. Yaptığımız her davranış, söylediğimiz her söz ile en azından, hentbolu, tribünleri, takımlarını sevmiş olan böyle küçük taraftarlara örnek olalım. İnanın bu davranışta spora yapılan büyük bir hizmettir. Onların salonlardan korkarak değil, gülerek ayrılmalarını sağlamak tabelaya yazılmamış en büyük galibiyettir.
Üstelik her gün ülkemizde, dünya da, etrafımızda, canımızı acıtan birçok olay meydana gelirken, bütün bunları unutup, insan olduğumuzu unutup; tribünlerde takıma, rakibe, oyuncuya veya karşı taraftarlara yapılacak olan en ufak bir olumsuzluk, hiçbir şeyin farkında olmadığımız, hiçbir şeyi önemsemediğimiz anlamına gelir. Bu sporu, emeği, mücadeleyi tam olarak anlamadığımız, niye orada bulunduğumuzu unuttuğumuz anlamına gelir.
Lütfen.. Sporu; en basit tanımıyla, spor olduğu için sevelim. Takımımızın yanında olalım, destekleyelim, alkışlayalım. Ama asla, asla bunların dışına çıkmayalım. Unutmayın! Zeynep ve Poyrik sadece maçı izlemiyor.
Güzel bir maç, güzel bir mücadele, güzel bir tribün görmek dileğiyle…
Her iki takıma başarılar.
http://hentbolhaber.net/besiktas-ve-goztepe-icin-zeynep-ve-poyrik-icin/