Oğuz Reşat Sipahi
Kimse kolay olduğunu söylemedi zaten… Göztepe'yi sevmek zor olduğu gibi bir şeyi yapınca ceza ile sonuçlanacağını ardından üzüleceğini bile bile o eylemleri yapmayı anlamak da zor.
Yazdığım iki yazıya gelen tepkilere bakılırsa takıma ceza aldırmayı hak bilen bir kitle ne yazık ki var... Tepkileri inceledikten sonra başka bir yere çekemiyorum... İki yazı da tamamen ceza alanlara yönelik ise de, yorum yaparken biz böyle böyle tribüne emek verdik diyenler cezaya biz neden olmadık-olduk demiyorlar...
TEKRAR… Ceza alınmasına neden olmadan Göztepe’ye zarar vermeden Göztepe’ye en ufak emek veren herkesden Allah razı olsun… Buna karşı cezaya neden olan küfürleri kim etmişse edenlerden, saldırıyı yapanlardan herhangi bir özür ya da biz yaptık açıklaması gelmiş değil... Aksine en azından özelden bizim olaylarla alakamız yok diyenlerden ilginç yorumlar açıklamalar geliyor... Ben dahil kimsenin Göztepe sevgisiyle rant peşinde koşmadan-Göztepe’ye zarar vermeden tribüncülük adına yaptığı işlere halel bir kelimesi yok…
TEKRAR…İki yazıda da ana hedef cezaya neden olanlar... Yine tekrar, cezaya neden olmayanlar, olmadığını söyleyenler neden tepki veriyor anlaması zor... Bir kez daha söylemek gerekirse Göztepe’nin ceza alacağı hareketleri başlatmayanlar, katkıda bulunmayan tribüncülerin iki yazıda da üstüne alınmasına gerek yok. “Olayları saldırıyı, ben başlattım, küfürlü tezahüratları da ben ettim, Göztepe’ye ceza aldırdım, ne iyi oldu da yaptım, hatta yaptım yine yaparım…” diyorsanız bu iki yazıdan da istediğiniz kadar üstüne alınınız. Hatta bu ceza aldıracak işleri yapmayı, Göztepe için verdiğiniz o ve bu ya da şu emekleri, tribüncülük adına yaptığınız o bu ya da şuna harcadığınız emekler için kendinizde hak görüyorsanız yine üstünüze alınabilirsiniz…
Göztepe’yi sevmek zor… Kendini anlatmaya çalışmak da kolay değil … Hele ki anlaşılmak istemiyorsan… Azımsanmayacak sayıda üst düzey yöneticisinin büyük oranda küfürbaz ve vahşi şahsiyetlerin olduğu bir ülkede, bu ve bunun gibi sebeplerle kendisinin herşeyi yapma-herkese salla sallayabildiğin kadar serbestisine sahip olduğunu düşünenlerin kimin neyi yazıp neyi yazamayacağına ve nasıl yazacağına da yine şahsen karar verebileceğini düşünmesi ilginç ve yine ironik…
“Bir de o-bu-şu olurken siz neredeydiniz?” soruları ve sallamaları var… Reklamını yapmayı sevmememize rağmen zorunlulukdan bazı temel noktalara yanıt açısındanbelirtmek gerekiyor. Hep buradaydık… Sonraki süreçte 2003-7 arasında da pekçok kimsenin gıkı çıkmıyorken ya da köşelerine çekilmişken en ağır eleştirileri yaptık, kimsenin soramadığı sorularla anketler düzenledik, pekçok rezaletin haber olmasını sağladık, eleştirilerin yapılabildiği bir ortam sağlamaya çalıştık (Henüz internet dutlukken…)… Tribünde yapılan organizasyonlara 15 yıl boyunca bütçemiz dahilinde elden geldiğince destek olduk (Yine list bütçesinden yapılan tüm harcamalar yayrıntılarıyla web sitesinden görülebilir… )… O zaman yazılanlar, atılan başlıklar, köşe yazıları, www.goztepelist.org ve Göztepelist yahoogroups arşivinden ulaşılabilir. Pekçok toplantı taraftar/çözüm arama toplantısı düzenledik… Taraftar ile yönetimi ve yönetim alternatiflerini biraraya getirdik. Takım amatöre düşerken??? 2005’deki kongrede mevcut o zamanki Göztepe içi iktidara alternatif çıkanlara destek olduk. Sonraki kongrede başta olanlara karşı alternatif liste yaratmak için o sırada tribünün başında olan dostlara teklif götürdük; NE YAZIK Kİ OLMADI … Listten koalisyon ile para topladık FUTBOLCULARA ilettik. 2 Eylül Yürüyüşü’nde neredeydik? Oradaydık, bildiriyi kaleme aldık, yürüyüş yapılmadan önce polis kefil isim istediğinde ismimizi verdik… İnternetten duyurusu için elimizden gelenin en iyisini yaptık… Son anda kaçak bildiri okunmaya çalışıldı dostlarla engelledik… Gazetelerde çıkmasını sağladık… İhale yapılırken neredeydik ki??? İhale sırasında arkadaşlarımız bizzat oradaydı… Göztepelist’ten koalisyon için para toplamaya çalışıyorduk… Ne yazık ki koalisyonun gücü yetmedi… Tükürdüğümüzü hiç yalamadık… A dediğimizden b’ye hiçbir dünyevi çıkar için dönmedik (Kişi kendinden bilir işi…)… Kim olursa olsun o istediği için birşey yazmadığımız gibi, istemediği için de yazdığımızdan dönmedik… Ne düşünüyorsak, yazmak istiyorsak onu yazdık… Doğru bildiğimizi söylemeye devam ettik. Ortak çatının Göztepe olması gerektiğini savunduk. Profesyonel taraftarlığa karşı durduk… İnsanların kulübüne üye olması için, sonrasında da kulüp üyeliğinin açılması için elimizden geleni yaptık… Elimizden gelen her zaman doğru haber vermeye çalıştık. Pekçok önemli gelişmeyi herkesden önce biz haber verdik. Elimizde olmayan sebeplerle verdiğimiz özel haber yanlış çıkınca pek de rastlanmayan şekilde özür diledik. Bütün bu birinci çoğul şahısların tamamında şahsen arkadaşlarımla, GÖZTEPELİ dostlarımla birlikteydim… Daha pekçok şey yaptık, yapmaya çalıştık (Bitemeyen bir yazının konusu) … Elimizden gelenin en iyisini yapmaya çalıştık… Lakin herşeyi yapmamız mümkün olmadı… Keşke daha fazlası gelebilseydi…
Ne yapmadık? Göztepe’nin üzerinde görmedik kendimizi… Göztepe’ye ceza aldıracak hareketlerden tribünde küfürden uzak durduk.
Bütün bunları tartışmak bir çözüm mü... Tartışmadığımızda pek bir yere varamıyoruz... Tribünde ne yapılırsa ceza alınacağını tribün liderlerinin ve tribündekilerin hepsi biliyor… Yani bu yazılarla öğrenmiş ya da öğrenecek değiller. Ne yazık ki hayatta herşey yazıldığı gibi okunmuyor. Bunu kabullenmesi zor anladığım kadarıyla ama mevcut tribünde olan her olumlu ve olumsuz olayı tek KİŞİ YA DA GRUBUN üstlenmesi ya da engellemesi mümkün değil… Teorik olarak Göztepe tribününden geçimini ya da ek gelir sağlamaya çalışanların sayısı sıfırlanırsa, bunun yanında o-bu-şu Göztepeli(ler) arasında güç kavgası ya da diğer konulardan çıkan kavgalar en azından tribün dışına taşınırsa ya da sona ererse, otokontrol de küfürü engellemeyi başarırsa sorunun çözülme kulübümüzün TFF’ye periyodik haraç ödeme sürecinin bitme olasılığı var. Pratikte bunların hepsinin biraraya gelmesi ise bence kısa orta vadede imkansız. Diğer çözüm olasılığı kolluk kuvvetlerinin kanunların kendilerine tanıdığı ve yapmalarını zorunlu kıldığı yetkileri kullanmasıdır. Tartıştığımız bir işe yarar mı? Gelecek Perşembe görürüz . İşe yaraması için yalnızca birilerinin değil tribünün tamamının çaba göstermesi gerek. Yaramadı diyelim yani yine ceza aldık hiçbir işe yaramazsa hiçbir şey yapmamaya devam mı edelim? Hiçbirşey yapmazsak ancak statükonun ya da cezaların devamını göreceğiz. “Cezalar devam etsin… Sorun yok” ise üç maymunu oynamaya çalışmaya çalışalım mı?... Tekrar edelim, kanunlar uygulanmadığı sürece bu işin çözülmesi imkansıza yakın...Üç maymun da fitratımıza-öğretilerimize-Göztepeliliğimize ters..
Tekrar… Göztepe’ye zarar vermeden Göztepe için olumlu bir şeyler yapan, taş üstüne taş koyan herkesten Allah razı olsun… Buna karşı ister kulübün başkanı, kapalının sağı solu ortası açık tribünün sağı solu ortası deplasmana giderken soğan-ekmek yiyen ya da uçakla giden, tribün ya da sosyal medya/internet pankart emekçisi olsun; kimsenin takıma –bile bile- zarar verme hakkı olmadığını belirtiyorum… Kesinlikle saha kapatma cezasına ve/veya takıma zarara neden olacak hareketleri tribünde -bile bile- yapanlara, saldıranlara, bu gibi hareketleri yapmayı kendine hak görenlere, mesela rakibe ya da X takıma küfür edenlere, bana ve benim gibi pek çok kişiye “Göztepe taraftarına rağmen şampiyon olabilecek mi?” sorusunu sordurmayı başaranlara akıl fikir ve düşünme gücü diliyorum… Bir kardeşimin de dediği gibi tvdeki atışmalara benzemiş olmasından ben de sıkılmış olmakla birlikte; kendini Göztepeli sayan tüm unsurların öncelikle Göztepe’ye bile bile zarar vermeyeceği günü görebilmeyi ve yarın kavga ve küfürsüz şekilde galip gelebilmeyi tekrar ümit ederek…
Herşey sadece ve sadece Göztepe’miz için…
Not: Göztepe’den direkt ya da indirekt elde ettiğim hiçbir maddi çıkarım/gelirim olmamıştır. Benim için iyi-kötü-çirkin ne düşünce varsa on katı sahibine olsun…