Alsancak Stadı'na giden caddeyi ilk gördüğümde sanırım çok erken geldim dedim kendi kendime. İçeri girerken alışkın olduğum bi izdihamla karşılaşmadım. Kapalının sağ tarafındaki yerime doğru ilerlerken ağlamamak için kendimi zor tuttum. Maçın başlamasına yaklaşık 1 saat vardı ve görünürde 100 kişi bile yoktu nerdeyse. Açık tribün, ısınmaya çıkan takımımızdan bazı oyuncuların yanısıra sıra Denizlispor'da oynayan eski oyuncuları da tribüne çağırdı. "Denizlispor elele tribüne" diyecekler sandım:)) Maç başlayıncaya kadar sessiz sakin bir tribün vardı. Maç saatinin yaklaşmasıyla beraber kapalı tribünün arka kısmında sanki saklanmış gibi 50-60 kişilik bir grup çıktı ve yeni bestelerini söylediler. Buraya yazamıycam küfürlü çünkü. Ardından Ksk aleyhine tezahuratlar falan oldu. İlk yarıda ve 2. yarının bir bölümünde Kapalıdaki 50-60 kişilik grup ile açıktaki bir grup takım lehine tezahuratta bulundular. Denizlispor 2. yarıdaki ilk golünü bulduğunda tribün biraz karıştı. Özellikle 76. dakikada M. Özkan kırmızı kartla oyundan çıkarken biraz olay oldu. Beraberlik golünü yakaladığımızda hepimiz gaza gelip takıma destek verdik ta ki 80 li dakikalarda 3. gole kadar. Maç bitişi bizim takım haliyle direkt olarak soyunma odasına girdi. Sessizlikle beraber şahıslar tek tek Süper Ligden düşüşümüzü garantileyen yenilginin verdiği burukluğu ifade eden cümleler sarfettiler. Ve bir zamanların Alsancak Cehennemi'nden yine boynumuz bükük olarak ayrıldık...