Galip gelebileceğimiz bir maçı talihsiz bir gol
yiyerek kaybetmenin üzüntüsüyle yazıma başlıyorum. Maç öncesi bilet fiyatlarını her tribün için 2.000.000 TL. yapan Diyarbakır yönetimi sahanın dolması ve seyirci
baskısı oluşması için elinden geleni yaptı.
Maç öncesinde futbolcularımız Dedeman Otelde kamp yapıyordu. Ortam ve takımın havası o kadar güzeldi ki aklımıza beraberlik dahi gelmiyordu. inanın herkes
galip geleceğimizden emindi sanki.
Maç başlarken daha 1. dakikada hakeme aşırı küfürler başladı. Daha sonra bu küfürlerin hedefi futbolcularımız oldu. Resmen sinir harbi başladı. İlk
yarı yüzde milyonluk 3 adet gol kaçırdık bu arada da 2 tane aynı şekilde gol kaçırdı rakibimiz. İlk devre 0-0 bitince seyircilerin ve D.bakırlı futbolcuların sinirleri iyicene bozuldu tam istediğimiz ortam
oluşmaya başlıyordu.
Burada bir paragrafı Deniz'e ayıracağım. Ben
futbolcunun profesyonellik gereği yapacağı
hareketleri, transferleri olumlu karşılayan biriyim ancak bir futbolcunun bu kadar nankör ve çirkef olduğunu görmedim. İkinci yarıda özellikle adam Cumhur'un hayalarından ne istiyorsa elinden düşürmedi.
Maç sonrası Cumhur, Deniz'in isteğini yerine getirdi mi bilinmez ama sırtına attığı yumruğu allahtan orta ve yan hakem görmedi yoksa haftaya yoktu. ama Deniz'in o sahada kalması mücizeydi ve gerçekleştirdi. Deniz'in vukuatları sadece cumhurun olayımıydı? hayır tribüne
hareketler çekmeler, kışkırtmalar, hakemle oynamalar, ekmeğini yediği takımın futbolcularına (eski takım arkadaşlarına) kabadayılık ve neler neler. hayatımda
ilk defa bir futbolcu hakkında yazıyorum.
Lanet olsun o topçuya ama. Bir insan bu kadar mı kendini düşürür. Ekmeğini yediği takıma (ki rahatsızlandığında özel
bakıma alındığı, oynamadığı halde her maçta yarım prim aldığı, transfer taksitlerini kısım kısım aldığı takıma) böyle yapmamalıydı. Atalarımız bir kez daha
haklı çıktı. BESLE KARGAYI OYSUN GÖZÜNÜ.
Bu adam profesyonellik gereği galip gelmek için futbolunu
oynasa ve harika top oynasa takımını galşip getirse amenna, öper başıma koyarım ama bu şahıs değmezmiş..
Bu arada bu maçın izmir ayağıda var. Bunu da düşünmemiş olmalı bence.
Neyse maça dönelim. 68. dakikada adamlar tam yürümeye başladığı zaman (ki bu takımın kondüsyonu berbat göreceksiniz düşecekler) uzaklaştırmaya çalıştığımız
bir top d.bakırlı futbolcunun önüne düştü vurduğu top direğin iç kısmına çarptı ve gol oldu. Bundan sonra geriye kalan 20 dakikalık bölümde iki takımda goller
kaçırdı ama son 10 dakika içerisinde 2 tane daha net gol pozisyonu kaçırarak maçı mağlup bitirdik.
Maçın ikinci yarısı oynanırken kale arkasında ısınan futbolcularımızla diyarbakırlı basın ve top
toplayıcılar arasında kavga çıktı. Kavganın sebebi top toplayıcıdan topu isteyen Bülent'e küfür edilmesiydi. Yedek futbolcularımızda topu vermeye çalıştılar ve
arbede çıktı. Polis hemen gelerek olayı yatıştırdı ve basını oradan uzaklaştırdı. Bu arada tüm samimiyetimle söyleyebilirim ki Polis Göztepenin rahat edebilmesi
için elinden gelen her şeyi mükemmel olarak yerine getirdi. Adamların attığı taşlar nasıl içeri girdi diyeceksiniz hemen.. Size kapıdan girmediğini söyleyeceğim sanırım kimlerin soktuğunu anlamışsınızdır. (taraftarı gibi yönetimi de bu lige
yakışmıyor bu takımın)
Maçta en üzücü olaylar;
1) Bilal Hocamızın devre arasında soyunma odasına giderken başına taş gelmesi sonucu kafasının yarılmasıydı, ancak, dikiş atılmak suretiyle gerekli tedavisi yapıldı.
2) Maç başlangıcında İstiklal marşını bile zor zahmet dinleyen (İstiklal marşını okuyan yazamıyorum,
dikkatinizi çekerim) sözde taraftar grubunun, 1-0 öne geçtikten sonra terör örgütünün sözde marşını bağırmalarıydı.
Beni de en çok üzen şey ise, bu takıma yenilmekti. Puan alamamak ya da kötü muamele görmek değil. Bu takım
TÜRKİYE liglerine layık değil. İnşallah zaten
düşecekler de, Federasyon inşallah 2. lige bile kabul etmez bunları.... Bu arada bu takımda oynamayı kabul eden topçuları bile kınıyorum ben. (biraz abartılı
gelebilir ama olsun)
Maç sonrası hemen otele döndüğümüzde (futbolcularımız orada statta duşlarını alamadılar, formalarla otele geldiler polis otosuyla) herkesin yüzünden düşen
paramparçaydı. Ama inanın ki onlar bu maçı
kaybetmediler. yaptıkları mücadele mükemmeldi. İçerisinde bulundukları ekonomik problemlere rağmen
takım ruhu bu kadar mükemmel olan bir takımın küme düşmesi imkansızdır. Bizde kesinlikle bu sorunu yaşamayacak bir takımız.
Ahmet Erdan