Başlığa bakıp 3-0'lık skor için sanmayın. Bu "Oh be" dün
Göztepe'mizin oynadığı çağdaş futbolla yüreklerimizi
ferahlatmasınadır. Skora göre düşünüldüğünde belki beş, belki de altılık olacak bir maçtı. Kimine direkler, kimine kaleci izin vermedi. İzleyen arkadaşlar katılır mı bilmem, takımımız onbeş milyon dolarlık olduğu söylenen ve kendisi de kritik bölgede bulunan Kocaelispor'a karşı son yılların en güzel futbolunu oynadı dün.
Bu maçı izleyemeyenler adına üzüldüğümü belirteyim. Bu sebeple gerek İzmir gerekse ülke dışındaki Göztepeli dostlara satırbaşları ile izlenimlerimi aktarmak istiyorum.
Nereden başlamalı...
Santra vuruşu ile başlayan ve son düdüğe kadar maçın her
saniyesinde rakibe nefes aldırmayan, üç golden sonra bile dördü, beşi düşünen, rakibini futboluyla Alsancak'ın çimlerine gömen Göztepe.
Kocaeli'nin abartısız tüm toplarını kule gibi yükselerek kafası
ile kesen, rakip forvetleri ne yapacaklarını bilemez hale getiren Ümit Milli oyuncumuz Servet.
Birkaç hatalı pas dışında kah hücumda uzaktan şutlarla kaleyi
yoklayan, kah defansta rakipten top çalıp defansı rahatlatan ve de incecik ayak bilekleri ile orta sahada oyunu kurgulayan, koşan, koşan koşan Afrikalımız Mkalele.
Bitip tükenmez enerjisi ile yayından fırlamış ok gibi sağ
çizgiyi bir ileri bir geri kateden, rakibin sol kanadını çökerten,
Zafer Biryol'a harika pasla gol attıran Göksel.
Başından beri geleceğin Türkiye'sinde futbol denince ondan
bahsedileceğine iddiaya girebileceğim, yaşı küçük futbolu büyük Korhan. İki golün mimarı. Hele ikinci golde iğne deliğinden geçirdiği topla Göksel'i buluşturması, ona gol pasını attırtması zeka ürünü idi.
Sezonun ilk yarısında hakkındaki olumsuz düşüncelerim nedeni ile şimdi kendimi kendisinden özür dilemek zorunda hissettiğim Zafer Biryol. Attığı ilk golün jeneriklere görüntü olacak kadar güzel bir gol olduğu iddiasındayım. Korhan'ın uzaktan ortasında, iki rakibinin arasından topu göğsü ile alışı, yumuşatıp dönerek vuruşu ile gelen gol futbol seyiri ve zevki açısından bir başyapıt gibiydi.
İzleme şansını yakaladığım Metin Oktay'ın gollerini anımsadım, Zafer'in gollerinde.
Zafer Biryol ile birlikte Göztepe'de golün adı olan Mustafa
Özkan da varını yoğunu koydu ortaya. Yardımlaşma gibi insani bir davranışın harika örneğini yaşadık üçüncü golde. Kaleye vurabileceği bir topu kendisine veren Zafer'in nazik davranışını boşa çıkarmadı, golünü attı.
Majdan. Süper ligin yakışıklısına pek iş düşmedi dersek yalan
olmaz. Bir iki Kocaeli atağında yaptığı estetik kurtarışları ile
kameralara adeta poz verdi.
Ve diğerleri Erkan, Emre Güsar, Cumhur, Cüneyt ve oyuna sonradan giren Cem, Ersen ve Metin Diyadin bizlere mutlu pazarı yaşatan diğer kahramanlardı.
Dünkü maçın gözlerden kaçan bir özelliğinin de altının çizilmesi gerektiğine inanıyorum. Maç boyunca tek kart bile çıkartılmayan, böyle kritik bir maçta düşünülmeyecek kadar sportmence bir maç izledik. Tabii ki, oyuncularımızla birlikte Kocaeli oyuncularının ve hakemlerin bu güzel tablodaki iyi niyetlerini teslim etmek gerekir.
Son olarak da böylesi nice günleri bizlere yaşatacağına
inandığımız kulübümüzün başkanı Sayın Hamdi Türkmen ve yönetimine, zümrüdü anka kuşunun küllerinden yeniden doğuşu gibi Göztepe'mizin yeniden doğuşuna tanık olmamızı sağlayan sevgili teknik direktörümüz Sayın Ümit Kayıhan ve yardımcılarına binlerce teşekkür.
Ve de tabii ki, tribünleri dolduran Göztepe dostlarına
teşekkürler.
Dr.İrfan Asil