Özkan Cengiz / Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Şampiyonluk güzel şey, bir anda dünya değişiyor, bambaşka bir dünya oluyor, tezahüratlar, eğlenceler, yemekler hazırlıksız yakalandığımız, uğursuzluk olmasın diye hazırlık yapmadığımız günde şampiyon olduk ama ona rağmen evi yatağı bulmamız bayağı vakit aldı.

Bandırma karşısındaki direnci ile Şampiyonluğa inancımızı artıran Kırklarelispor karşısında, geçen sene bizi şampiyonluktan eden Hatay’dan gelen son dakika gol haberi ile bir maç önceden 5 puan farkla ŞAMPİYON OLDUK. 

Göztepemiz’de neyin nasıl olacağı nereye gideceği belli olmaz ama büyük Göztepe hayalinin en zor adımını bir şekilde atmış olduk. Çünkü bizim yapımıza, tarzımıza hiç uygun olmayan bu lig daha öncede defalarca ifade ettiğimiz gibi bize en çok zarar veren ligdi. Artık tabir yerindeyse son 25 senede oynadığımız her sezon domine ettiğimiz, çıkarken de düşerken de baş aktörü olduğumuz kendi ligimizdeyiz. 

Burada fazladan geçireceğimiz sezonlar bizi zayıflatmayacak aksine güçlendirecek bir sonraki adımlar için bizi büyütecek o sebeple en zor adımı şimdi attık. Önümüzdeki sezon PTT 1.Lig zaten bambaşka bir lig olacak çimlerde 5 tribünde 5 toplam 10 yabancı kuralı ligin matematiğini inanılmaz değiştirecek. Bir açıdan kötü bir haber çünkü geçmiş tecrübeler bir nevi çöp olacak bir açıdan iyi son yıllarda siyasilerin oyun alanına dönüşen lig, müdahale daha zor bir lige dönüşecek. 

Şimdi gelecek planlarını bir kenara bırakıp güne ve geçmişe bakar ise ilk önce sonuç şampiyonluk olduğu için emeği geçen herkese ama herkese kocaman bir 10 puan. Tribününden hocalarına, hocalarından futbolcularına, profesyonelinden gönüllüsüne tüm yöneticilerine, çalışanlarına, sosyal medyaya, taraftar sitelerine, Göztepe muhabirlerinden, Televizyon programcılarına, yorumculara yazarlara kenarından köşesinden bu sonuca faydası olan her bireye ve Başkan Sn. Mehmet Sepil’e koskocaman teşekkürler, tebrikler.

Herkes sonuçtan dolayı tam puanı aldı. Ama üstünde durmamız gereken konu bugün itibariyle gidiş yolundan kaç aldık.  Bugüne kadar Göztepe’mizi, camia içi ilişkilerimizi, yapımızı bilmeyenlere anlatırken hep zorlanırdım kolay kolay ifade edemezdim. Ve sonucunu yaşamadan anlayamazsınız diye bağlayıp bitirirdik. 

Geçenlerde okuduğum bir kitapta Amerika’nın diğer ülkelerle uluslararası ilişkilerini anlatmak için kullanılan bir benzetme buldum. Bize çok uyuyor şöyle demiş yazar; “Lunapark treni gibidir. İnersin, çıkarsın, dümdüz yolda gidiyorken birden dönersin, fakat ne olursa olsun aynı rayların üzerinde ve aynı parkurdasındır”

Bizim içinde özellikle bu sene aynı böyle geçti, indik, çıktık, dümdüz yolda giderken bir den karıştık, raydan çıkmaya da bir ara bayağı meylettik ama gene aynı rayların üzerine döndük ve 40.000 kişilik dev bir birliktelik ile sonuca ulaştık. 

Kuşkusuz raydan çıkıp treni devirmememizde çok önemli etkiye sahip kişiler vardı, belki bilerek belki bilmeyerek az daha devirecek olanlarda az değildi. Ama işin güzel tarafı herkes trenin üstündeydi ve son 3-4 haftada da herkes trene güç veriyordu. Yaşanan bu değişim ve ne olursa olsun ortak bir inanç altında bir araya gelebilmek zaten Göztepe’yi Göztepe yapan değerlerin en önemlilerinden biri.

Şimdi kısa kısa gidiş yolumuzu değerlendirirsek;

Altınbaş döneminde hatta yönetimi devrettiklerinden sonra dahi yöneticilere başkanlara en çok söylediğimiz şey şu takıma her şeyi aldınız, bir tane hoca alamadınız onun sonucu da bu oldu şeklindeydi. Bu sene tam da bizim yıllardır dediğimizin ispatı şeklinde tamamlandı. Sn. Sepil yaptığı onlarca hamlenin arasında şampiyonluğu getiren hamlesi kuşkusuz hoca operasyonuydu. 

Diyadin’in teknik taktiğini konuşmak haddime değil ama süreç ve insan yönetimi ile aldığı puan on üzerinden ondu. Neden kariyerinde oynadığı sezonların büyük çoğunluğunda şampiyonluğa ulaşmış onun ispatı gibiydi. Yaptıkları ve yapmadıkları incelendiğinde her hamlesinde uzun vadeli düşündüğünün, günlük, anlık karar almadığın göstergesiydi. Birebir çekişme olduğu söylenen sezonda yarım sezonda -6’dan + 5’e rakibine toplam 11 puan fark yaptı. 

Şampiyonluk maçı dahi ders gibiydi. Önce haftalardır sayıklayanlara alın size Timur hamlesini yaptı, ardından da kime ekstra alkışlayacağınızı bazen şaşırıyorsunuz diyerek Ertuğrul ve Umut değişiklikleri ile tribünün de gerekeni yapmasını sağladı. Geldiği gün dahil olmak üzere her fırsatta arkasında konuşanlarda umarım gereken dersi fazlasıyla almışlardır.

İkinci olarak değinmek istediğim kitle profesyoneller. Gerçekten Göztepe gibi bir yapıda profesyonel olarak görev almak ve bütün hengameye rağmen profesyonel kalabilmek büyük başarı bu konuda artık otursalar taraftarı olan bir futbol kulübünde nasıl profesyonel olunur kitabını yazabilecek olan 8. Sezonu tamamlayan Doğan Mutlu ve Gürol Güncan’ı ayrıca tebrik etmek gerekiyor. Hoca değişir yönetici değişir, başkan vekili değişir, başkan değişir biz işimizi yaparız istikrarlarına bir de Altınbaş gibi bir kültürden Sepil kültürüne geçmeyi de başarı ile eklediler. Belki de tarihimizde en uzun süre görev yapan profesyoneller unvanını çoktan hanelerine yazdılar.

Onlardan daha yeni olsalar da gene 3 er 5 er seneyi tamamlayan, Tunç Kökbuğur’a Sevil Bölgen’e, İsmail Tur’a, , Store personellerine, idari personellere, alt yapı hocalarımıza daha ismini yazamadığım için özür dilediğim onlarca eski yeni kulüp çalışanı arkadaşımız hiçbir şekilde olan bitenden etkilenmeden doğru bildikleri yolda doğru bildikleri şekilde kendilerine verilen işlerini yapmaya devam ettiler. Göztepe gibi her konunun bir anda büyüdüğü dinamik bir yapıda bu şekilde olan bitenden etkilenmeden işini yapmak gerçekten büyük başarı, birçoğu artık damarlarında Göztepe kanı dolaşan Göztepe emekçilerine çok teşekkür ediyorum. 

Üst düzey profesyonellerimize Sn. Talat Papatya’ya ve Sn. Barış Güçlü’ye gelir isek. Sn. Barış Güçlü’nün Altınbaş dönemi performansı ile bu seneki performansını karşılaştırdığımızda kat ettiği ilerleme hem Göztepe hem de Türk Futbolu için gelecekte önemli bir isim olacağının ispatı gibiydi. Sn. Talat Papatya ise sessiz denge rolünü başarı ile oynayarak tanıma dönemini tamamlayıp yavaş yavaş ısındığı konumunda en azından prensiplerini ve ilkelerini bize yansıtmayı başardı. Esas performansını yeni sezon da göstereceğinin sinyallerini özellikle son haftalarda fazlasıyla ortaya koydu. 

Üçüncü değinmek istediğimiz alan Gönüllü Yönetici sistemi, Kulübümüz için çok önemli olan, yeri geldiğinde köprü, yeri geldiğinde çözüm merkezi, yeri geldiğinde akıl hocası, yeri geldiğinde insiyatif alıp profesyonelleri rahatlatmasını beklediğimiz çok önemli bir yapı. Göztepe gibi başta da ifade ettiğim gibi her an gündemin değiştiği, en küçük şeylerin inanılmaz büyüklüklere ulaştığı bir yapıda yukarıda yazdıklarımı yapmak kabul ediyorum oldukça zor bir iş. 

Sistemin ilk seneki performansına baktığımız da onlarda sezona çok kötü başladılar, Gönüllü yöneticiliğin taraftar arasında goygoy yapmaktan farklı olduğunu, nerede ne konuşmaları gerektiğini, nerede nasıl davranmaları gerektiğini, kulüpte kendilerince kötü giden şeylerin dedikodusunu değil raporunu hazırlamaları gerektiğini biraz geç öğrendiler. Camiaya nüfus ve etki etme güçlerini kaos yaratmak, sen ben demek için değil biz diyebilmek için kullanmaları gerektiğini öğrenmeye devam ediyorlar. Ama onlarda diğer yapılar gibi her geçen gün üstüne koyarak gelişme kaydettiler ve kaydetmeye devam edecekler. Ancak Kulübümüz için bu çok önemli sistemi yaşatabilmek uzun vadeli yapabilmek için daha sistemli daha planlı programlı olmaları gerekiyor. 

Bugün itibariyle hala kimin ne iş yaptığını bilmediğimiz gönüllülerle ilgili en azından sezon başında net bir iş bölümü ve sorumluluk alanının belirlenmesi en önemli başlangıç olacaktır. İlk seneden çok şey öğrenerek ve kendilerini geliştirerek sezona başlayacaklarına inanıyoruz, inanmak istiyoruz. 

Sn. Mehmet Sepil, kabul etmek gerekir ki hiç böyle birini beklemiyorduk. Hayat hikâyesine göz attığımızda kuşkusuz bir hiperaktivite bekliyorduk. Ama gecesinin gündüzünün Göztepe olacağını tahmin edememiştik. Durum öyle bir hale geldi ki tribününden basınına herkes Göztepe’mizin şampiyonluğundan çok Sn. Sepil’in emeğinin karşılığını bulmasına sevindi. Bunca çabaya bunca özveriye rağmen sonuç şampiyonluk dışında bir seçenek ile sonuçlansaydı yıkıcı olabilirdi. Sn. Sepil için sadece Göztepelilerin değil ülke çapındaki tribün gruplarının ortak görüşü hayallerdeki Başkan. Bunun en büyük sebebi bence yaptıkları ettikleri veya yapabilme gücü değil. Yaptıklarını yaparken veya Göztepe ile ilgili olumlu bir şey olduğunda mutluluğun veya tam tersi herhangi bir terslik çıktığında mutsuzluğunun yüzünden okunuyor olması. Yani tek kelime ile samimiyetine inanmak.

Takımımız, şunu ifade etmekte sakınca görmüyorum, objektif bir değerlendirme yaparlar ise aynı fikirde olduğumuz fazlasıyla ortaya çıkar. Göstermeleri gerekenin çok altında bir performans gösterdiler. Hepsinin mutlaka Şampiyonlukta bir katkısı var mutlaka emekleri var ama Oğuzhan, Ertuğrul ve Umut’u bir kenarıya koyarsak kendilerinden beklediğimiz çok daha fazlasıydı. Çünkü biz onlardan vasat olmalarını veya günü idare etmelerini değil performanslarının sınırlarını zorlamalarını bekliyorduk. Zaman zaman her arkadaşımızın iyi günleri kötü günleri oldu. Ama hangisi daha çoktu ölçüp biçip değerlendirmek lazım. Bu değerlendirmeyi hocamızın ve hangi takımda oynadıklarının farkında olan oyuncularımızın yapacağına inanıyoruz. 

Sonuç olarak yepyeni bir ligdeyiz, kişisel olarak Göztepe tarihimi sorgularsam 25-26 senelik Göztepe maceramın amatöre kadar inip çıktığımız 6-7 yılı ve süper ligdeki 3 sezonu çıkarırsak 17-20 senesinin geçtiği bir lige dönüyoruz. Evet artık hakemler daha üst klasman evet stadyumlar daha stadyum gibi evet ligde oynanan futbol çok daha futbola benziyor ama bunun yanında rakiplerde daha rakip gibi, parası olan, camiası olan, şehir veya camia takımları, daha güçlü daha sıkı daha bilinçli olmamız gereken bir yerdeyiz.

Geçen seneki gibi profesyonelinden gönüllüsüne bir çözüm üretemediğimiz stadyum sorunu, profesyonelinden gönüllüsüne çözüm üretemediğimiz deplasmana gidememe, kendi sahanda istediğin şartlarda oynayamama sorunu, profesyonelinden gönüllüsüne çözüm üretemediğimiz siyasiyi, yerel yöneticiyi, sivil toplum kuruluşunu mücadelenin içine çekememe sorunu, profesyonelinden yöneticisine çözüm üretemediğimiz şehre nüfüs etme halka camiaya inme gerektiğinde yumruğunu masaya vuramama sorunu, ne yaptığını bilmeyen rating uğruna kendi camiasının bacağına sıkan sosyal medya profilleri ergen tripleri, tecrübeli kaprisleri, görevinin Göztepe’yi başarılı kılmak olduğunu unutup kişilerin gazına dolmuşuna gelen sosyal medya sayfaları, taraftar siteleri forumları, ve aklınıza gelen gelmeyen bir sene boyunca paçamızdan aşağıya çekip düşürmeye çalışan camia dinamiklerimiz.

Bu sene de olmaya devam ederlerse bizi çıktığımız gibi geri postalarlar nasıl döndüğümüzü anlayamayız bile, artık mücadele etmekten utandığımız köy kasaba takımları yok aksine mücadele edeceğimiz gücümüzü göstereceğimiz gerektiğinde etkinliğimiz gücümüzle ezmemiz gereken rakiplerimiz var. Arkalarında belediyeler, sponsorlar, siyasi ve ekonomik destekler var. 

Bu sebeple kendimize çeki düzen vermeli nerede nasıl hareket etmemiz gerektiğini bilmeli hak ettiğimizi hak ettiğimiz şekilde istemeli ve almalıyız. Kişisel şov ve çıkar uğruna Göztepe’mize zarar vermemeli tek bilek olarak rakiplerimize angaje olmalıyız. 

Yepyeni bir sezon, Göztepe plajda dahi oynasa Şampiyonluğa oynar o sebeple sezon başından biz şampiyonluğu hedeflemiyoruz bu sene yapılanıyoruz demek çok doğru değil bunun söylenmesini de beklememek lazım. Ama tüm sezon boyunca da en küçüğünden en büyüğüne tribündeki 2 yaşındaki taraftardan camiamızın en yaşlı üyesine kadar herkes şunun farkında olmalı bu ligde şampiyon olamazsak dünyanın sonu değil önemli olan doğru ve net şekilde yapılanmak geleceğin temellerini atmak. 

Bu takımdan en az 10-12 oyuncu ile yolumuza devam edeceğiz onlar yeni bir iskelet olacak, gelen yabancılar ve yerliler ile yepyeni bir Göztepe oluşacak. Ve bu sene veya seneye Süper lige çıkıp oranın iskeletini oluşturacağız, Daha sonra yeni katılımlarla bu sefer Süper ligde ilk 5 in kadrosunun iskeletini kuracağız. Sonra Avrupa sonra dünya takımı kademe kademe 2025 in Göztepe’sini yaratacağız. 

Başka kimler olur bilemem ama Bizler, Sn.Sepil ve Sn Diyadin orada olacağız.

Alayına İsyan İnadına Göztepe

Herşey Tek Büyük Göztepe İçin.

Özkan Cengiz / Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

YORUMLAR

KÖŞE YAZILARI

  • İnstagrama kayıtlı 52 milyonluk örneklem üzerinden bakarak Türkiye’de hangi takımın kaç taraftarı var? İnstagrama kayıtlı 52 milyonluk örneklem üzerinden bakarak Türkiye’de hangi takımın kaç taraftarı var?
    Written by Oguz Resat Sipahi 10 May 2020
    Oğuz Reşat Sipahi http://www.sipahi.tk Hangi takımın daha çok taraftarı var? Bu soru çok iç gıdıklayan bir soru biliyorum. Pazar Pazar maçlar da yok. Nereden aklıma geldi diye sorarsanız Dövletimiz sağolsun. İnstagramda Kumluca-Olimpos alanının yüce Dövletmiz tarafından 1. derece sit alanı konumund...
  • Ülkemizde 1098, dünyada 108319 kişiyi covid19 kanlı ve mukuslu kırbacı ile kaybettik... Ülkemizde 1098, dünyada 108319 kişiyi covid19 kanlı ve mukuslu kırbacı ile kaybettik...
    Written by Oguz Resat Sipahi 12 Nisan 2020
    Oğuz Reşat Sipahi http://www.sipahi.tk *Ülkemizde 1098, dünyada 108.319 kişiyi covid19'un kanlı ve mukuslu kırbacı ile kaybettik... *Ne mutlu bizlere değil ki ülkemiz, covid19 açısından müreffeh ülkeler düzeyini yakalama ve aşma yolunda koşar adımlar ile ilerliyor... Yine de arada iyi şeyler de var...
  • Gözyaşları... Gözyaşları...
    Written by Oguz Resat Sipahi 21 Nisan 2019
    Oğuz Reşat Sipahi http://www.sipahi.tk Uzun zamandır yazasım gelmiyordu ligin ilk devresinde yazacak birşey yoktu pek, ya da dünyevi dertlerden yazasım gelmedi... Ligin ikinci devresinde de yazasım gelmedi bu sefer çoğunlukla dünyevi ailevi dertlerden... Dünkü gözyaşlarına kadar... Taraftarımızın,...
  • Göztepe TEK Büyüktür. Göztepe TEK Büyüktür.
    Written by Özkan Cengiz 28 Nisan 2018
    Özkan Cengiz ozkan@ozkancengiz.net Göztepe TEK Büyüktür. Yıllar önceydi amatördeydik, takıma tribünlerin yoğun tepkisi vardı, hoca ve oyuncular fazlaca tepki alıyorlardı. O günlerin yöneticileri ile bir araya geldik. Şaşkındılar, bize nasıl profesyonel çalıştıklarını anlatıyorlardı. Video analizler...
Diğer yazılar:

Diğer başlıklar

Twitter