Özkan Cengiz / Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir. 

Yeniden Camialaşma Hedefinin İlk Meyvesi

AŞ’leşmenin yaşandığı ilk kongreden itibaren ortaya çıkan en büyük sorundu. Tarafların birbirine güvensizliği. AŞ’ye hakim olan yatırımcı gruplar camiadan hep çekindiler, hep camiaya yaklaşıyoruz, camia ile beraber hareket ediyoruz dediler ama iş ciddiye geldiğinde hep alan taraf olmayı tercih ettiler. A.Ş. yönetimlerinin bu tavrı zaman içinde zaten olmayan camiamızdan geriye kalanları da madem öyle bakın başınızın çaresine modeline dönmesine sebep oldu. Günler haftaları, haftalar ayları, aylar yılları kovaladı ve bu güvensizlik ortamı aradaki mesafeler günbegün açıldı.

 

İlk kıpırdanışlar Sn. Hüseyin Altınbaş dönemin de başladı. Kendinden önceki aile bireylerinin profesyonellerden çok çektiğini gören Hüseyin Altınbaş camiaya yöneldi. Elimizde hazır bedava insan kaynağı var niye kullanmayalım bakış açısı ile olsa da camiayla beraber hareket etmeye onları bir takım süreçlere dahil etmeye başladı.

 

Sn. Sepil göreve geldiği ilk gün hedefi belirledi camiayla beraber yönetmek, bu süreçle ilgili çok çaba harcadı, bu çabaları, bu çabalara camianın geri dönüşlerini bir gün uzun uzun analiz ederiz ama bugünün esas konusu bu değil.

 

Bugünün esas konusuna gelirsek; Sn. Sepil’le muhtelif zamanlarda yapılan basın toplantıların da amatör branşlarla ilgili soru sorulduğunda hep şöyle bir tanımlama yaptı. “Ben amatör şubelerin kendi dinamikleri ile hareket etmesini istiyorum yatırım yaparak para harcanarak kurulan şubeler amatör şube değildir. Bunun yanında ben amatör şubeleri camia ile beraber hareket edilebilen çocukları gençleri sporla Göztepe ile tanıştıran şubeler olmasını hedefliyorum”

 

İşte bu güne kadar Sepil felsefenin test edildiği iki şube vardı. Hentbol ve yelken şubeleri. 

 

Bu şubelerden bir tanesi için kendi kanatları ile uçma, Sn. Sepil’in yarattığı güvenli ortamdan çıkıp kendi gücünü test etme zamanı geldi. Yelken şubesi amatör bakış açısının bir sonucu olarak kurulan Göztepe Yelken Kulübü Derneği’nin hayata geçmesi ile şirket yapısından ayrılarak, yönetimlerinin seçimle geldiği, üyelerinin katılım ve katkıları ile hayat bulan, gönüllülük esasına göre seçilen yönetimlerin hayalleri ve oluşturdukları bütçeler ile gelecek hedefleri yapan bir Yelken Kulübü’ne dönüştü. Göztepe Yelken Kulübü camiamıza hayırlı olsun.

 

Tabi bu konuyu doğru analiz edebilmek, 2 yılda alınan mesafeyi anlayabilmek için biraz geçmişe dönüp bakmak lazım. Göztepe Yelken son 5-6 sene de yeniden göz önüne gelse de esasında Göztepe tarihinin en eski yapılarından birisi ilk kuruluşuna baktığımızda 1937 yılına kadar gidiyoruz. O günlerde kurulan şube 1966 yılında Avrupa şampiyonları çıkaracak kadar büyük bir şubeye dönüşüyor. Bugün sporcumuzun olmadığı olimpiyatlarda Türkiye’yi Göztepeli yelkenciler temsil ediyor. Metin Akdurak, Macit Buluç gibi Türk yelkeni için çok önemli isimler çıkıyor içinden...

 

Bu güzel günler Mustafa Kemal Sahil Bulvarının inşaatının başlaması ile sekteye uğruyor. Şube 1937 den beri faaliyet gösterdiği bugünkü kulüp binamızdan çeşmeye taşınmak zorunda kalıyor. Gözden uzak olan gönülden de uzak oluyor semtten uzaklaşan Göztepe Yelken her geçen gün güç kaybediyor. 

 

Birkaç kişinin çabası ile Levent Marina’ya dönse de kulübümüzün tarihin en kötü dönemlerinden payını alıyor 2002-2006 arası şube kapanıyor. 2006 yılında olağan üstü çabalar ile yeniden Levent Marina da hayat bulmaya çalışsa da 2010 da Levent Marina’nın tadilata girmesi ile tarihte en kara günler yaşanıyor şube Ksk tesislerine sığınıyor.

 

İşte bu günlerde camiamızda bir çok güzel şeyin başlangıç noktası olması ile Göztepelist Yürütme Kurulundaki arkadaşlarımla beraber gurur duyduğum Göztepelist mail grubunda Murat Moralı sitem dolu bir mesaj ile camiayı göreve çağırıyor bu utancı temizleyin diyor. Mayıs / 2010 ayında bir avuç gönüllü yola çıkıyor. Sn.Hakan Yenigün’ün önderliğinde yeniden doğuş macerası başlıyor.

 

Kısıtlı kaynaklarla bulunan beton Levent Marina’daki alana dökülerek kendi elleriyle rampa yapıyorlar hurdaya dönmüş konteynerları boyayarak yola çıkıyorlar. Ve 2011 – 2014 arasında ulusal ve bölgesel 5 yarışa ev sahipliği yapılıyor. Kısa sürede konteynerlar yenileniyor duş ve tuvaletler yapılıyor yeni botlar alınıyor artık müstakil bir yelken şubesi ayata geçiyor. Hakan Yenigün o günleri şu şekilde anlatıyor : 

 

“O dönem yelken armalarını ellerimizle dikiyoruz tshirtlere aynı 90lı yıllarda Taylan Spordan aldığımız formalara armaları diktiğimiz gibi, hedefimiz ne olursa olsun Türkiye’deki tüm yarışlara katılmak insan üstü çaba ile mücadele ediyoruz. Römorkumuz devriliyor, teknemiz kırılıyor tabi bir de her müsabaka sonunda Ksk hep kürsüde, alkışlatıyoruz çocuklara onlarda gün gelecek sizi alkışlayacak sorun yok diyoruz. Levent Marinaya kendi imkanlarımız ile yaptığımız yatırımlar her geçen gün arttıkça geleceğe umutla bakıyoruz.”

 

Bu günler yaşanırken Torasan Alt Yapı tesisleri gündeme geliyor. Temel atma töreni yapılırken oradaki çoğu kişiyi futbol sahası için tereddüt ettirien rüzgar yelkene gönül vermişlerin hayallerini süslüyor bu şubeyi buraya taşımalıyız fikri doğuyor ama nasıl?

 

Tesislerin yapılıp açılış günü çattığında Yelkenciler bir anda hayallerini gerçeğe dönüştürme fırsatı yakalıyor, hayallerini anlattıkları Sn. Sepil tamam diyor bina gibi sabit yatırımlar benden ama operasyonel giderler sizden en kısa sürede de kendi ayaklarınızın üstünde duracaksınız, sonsuza kadar destek yok. 

 

İşte 2 yıllık serüven, Camia – Kulüp birlikteliğinin belki de son 15 yıldaki en önemli başarı hikayesi böyle yazılmaya başlıyor. Türkiye’de her sınıfta birincilik, Balkan 3.lüğü, Dünya 3.cülüğü, Dünya 16.cılığı, 7 antrenör, 48 tekne, 7 bot, 43 profesyonel sporcu, 19 madalya ve 211 kursiyer. Uluslararası müsabakalara ve Yelken Milli takımına ev sahipliği. 2016 yılında yapılan anlaşma ile Teos Marina’nın içerisinde 300 M2’lik yat kulübü de bünyeye katılıyor. Artık İzmir’in bütün denizlerinde Göztepe bayrağı dalganıyor. Tabi kürsüde Göztepeliler onları alkışlayan Ksk’liler ilk gün konulan hedeflere bir bir ulaşılıyor.

 

Bugün gelinen noktada Göztepe Yelken, kendi kanatları ile uçma zamanın geldiğine inanıyor. Ve Göztepe camiasının gücüne güvenerek şirket yapısından ayrılarak kulüp modeline dönmek istiyor. Sn. Sepil 2 sene önce koyduğu hedefe ulaşılmasının, ortaya koyduğu amatör şube modelinin, camia kulüp birlikteliği felsefesinin uygulanabilirliğini görmenin gururunu yaşayarak oluru veriyor. Ve 1936 yılında sulara inmiş Göztepe Yelken Kulübü’nün dünya kulübü olmak üzere önünü açıyor.

 

Şimdi yelkene gönül verenlerin yanı sıra hepimizin çok büyük bir sorumluluğu var Göztepe camiasının spora bakış açısının, sahiplenişinin, birlikteliğinin, bir göstergesi olarak çocuklarımızı Göztepe Yelken’e yönlendireceğiz, Göztepe Yelken’e üye olacağız, maddi destek çok önemli ama, maddinin yanı sıra manevi olarak Göztepe Yelken’e sahip çıkacağız. Etkinliklerine katılacağız. 

 

Bugün 30 Ağustos Zafer bayramı, Ulu önder Mustafa Kemal’in de dediği gibi zaferler sadece muhabere meydanında kazanılmaz, Göztepeli kimliği ile, Göztepeli duruşu ile, yetiştirdiğimiz her çocuğumuz spor sayesinde aldıkları disiplin ve terbiye ile başta camiamız sonra ülkemiz için sayısız zaferler kazanmaya devam edecek.

 

6 sene önce bir tane elektronik posta ile yola çıkıp bugün gelinen nokta, bugünden ileriye gidilebilecek yolun en büyük göstergesi ve teminatı, Sn.Yenigün başta olmak üzere tüm emek ve gönül verenlere, onlara bu yolu açıp kendini gösterme, emek harcama fırsatı veren herşey den önce diğer bütün AŞ yönetimlerinin aksine Göztepe Camiasına güvenen Sn. Sepil’e sonsuz teşekkür ediyoruz. 

 

Göztepe Yelken Kulübü camiamıza hayırlısı olsun darısı tüm branşlarda kurulmuş, kurulacak amatör şubelerimize…

 

Özkan Cengiz / Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir. 

 

YORUMLAR

KÖŞE YAZILARI

  • İnstagrama kayıtlı 52 milyonluk örneklem üzerinden bakarak Türkiye’de hangi takımın kaç taraftarı var? İnstagrama kayıtlı 52 milyonluk örneklem üzerinden bakarak Türkiye’de hangi takımın kaç taraftarı var?
    Written by Oguz Resat Sipahi 10 May 2020
    Oğuz Reşat Sipahi http://www.sipahi.tk Hangi takımın daha çok taraftarı var? Bu soru çok iç gıdıklayan bir soru biliyorum. Pazar Pazar maçlar da yok. Nereden aklıma geldi diye sorarsanız Dövletimiz sağolsun. İnstagramda Kumluca-Olimpos alanının yüce Dövletmiz tarafından 1. derece sit alanı konumund...
  • Ülkemizde 1098, dünyada 108319 kişiyi covid19 kanlı ve mukuslu kırbacı ile kaybettik... Ülkemizde 1098, dünyada 108319 kişiyi covid19 kanlı ve mukuslu kırbacı ile kaybettik...
    Written by Oguz Resat Sipahi 12 Nisan 2020
    Oğuz Reşat Sipahi http://www.sipahi.tk *Ülkemizde 1098, dünyada 108.319 kişiyi covid19'un kanlı ve mukuslu kırbacı ile kaybettik... *Ne mutlu bizlere değil ki ülkemiz, covid19 açısından müreffeh ülkeler düzeyini yakalama ve aşma yolunda koşar adımlar ile ilerliyor... Yine de arada iyi şeyler de var...
  • Gözyaşları... Gözyaşları...
    Written by Oguz Resat Sipahi 21 Nisan 2019
    Oğuz Reşat Sipahi http://www.sipahi.tk Uzun zamandır yazasım gelmiyordu ligin ilk devresinde yazacak birşey yoktu pek, ya da dünyevi dertlerden yazasım gelmedi... Ligin ikinci devresinde de yazasım gelmedi bu sefer çoğunlukla dünyevi ailevi dertlerden... Dünkü gözyaşlarına kadar... Taraftarımızın,...
  • Göztepe TEK Büyüktür. Göztepe TEK Büyüktür.
    Written by Özkan Cengiz 28 Nisan 2018
    Özkan Cengiz ozkan@ozkancengiz.net Göztepe TEK Büyüktür. Yıllar önceydi amatördeydik, takıma tribünlerin yoğun tepkisi vardı, hoca ve oyuncular fazlaca tepki alıyorlardı. O günlerin yöneticileri ile bir araya geldik. Şaşkındılar, bize nasıl profesyonel çalıştıklarını anlatıyorlardı. Video analizler...
Diğer yazılar:

Diğer başlıklar

Twitter